Bu sayfayı yazdır

TBMM'ye Şekil Verirken, Hanzo Apo!

Yazan: 09 Ağustos 2022 930

Marksist PKK lideri Öcalan’a soruyorlar:

-Meral Danış? Ne dersiniz milletvekili olsun mu?

Ve İmralı Hanzo’su cevap veriyor:

-Hakkımda eleştiride bulunduğunu biliyorum! Amma… Onu affettim… Milletvekili olabilir!

Ve dediği gibi de oluyor, Meral Danış, PKK liderinin İmralı’dan işaretiyle TBMM’ye vekil olarak giriyor…

İlk bakışta insana, bir parti lideri ile kul delegesi arasında geç­miş gibi bir imaj veren ama aslında kanlı bir örgütün eldeki lideri ile kır gerillası arasında geçmiş olmaktan fark belirtmeyen bu diyalog, tecritte bile terör liderine bir istihbarat akışı olduğunu ele verici, oradan TBMM’nin şekil ve şemailine müdahale etmek imkânını gösterici haliyle, hayrete ve öfkeye şayan mıdır? Apo’nun kullan­makta olduğu imkânlar yönünden, elbette öyle… Ama bundan daha fazla hayret ve öfkeye şayan olan şey, PKK-HDP ilişkisi mevzu­unda belirir haliyle nedir biliyor musunuz? Bu durumu hâlâ, PKK-HDP ilişkisine maddî delil elde etmiş havasıyla hayretle karşılayıp, manşete çeken hükümet yanlısı medya!

“Yarını bir türlü gelmeyen bugün” edasıyla bu hamakat tavrı, laboratuarda sonsuza kadar tekerlek çevirmekle mükellef fareler gibi hâlâ PKK ile HDP arasındaki ilişkiyi resmetmeye çalışmakta, HDP’ye naz makamında “PKK ile ilişkini kes de arın!” diye tam eşeklik belirten bir serenat tavrıyla seslenmekte, bu da tersine bir et­kiyle hem HDP’ye nefes aldırmakta, hem de Türkiye’yi demokrasi plânında dişlileri kırık bir mekanizma gibi göstermekte… Ha, yere batsın demokrasi de, millet mekanizması olarak dişlileri en çok da demokrasi tarafından kırılmış bir millet olarak, millî dimağı kanlı bir örgüt tiyatrosu karşısında kendini paralayıcı, saçını başını PKK-HDP ilişkisini gösterme çabasıyla yolucu, böyleyken hep aynı na­karatı çığırıcı bir derekeye düşürdükleri için diyoruz ki:

-Kuzum! Hiç, bir sırtlan koluna, onu hususi bir kişilik addedip karşına alarak “Sırtlanla ilişkini kesersen, sen­le ben, belki sevişebiliriz!” denir mi? Siz eşek misiniz? HDP, PKK ile iliş­kisini, hem de varlık sebebi de PKK iken, niye kessin? Siz mal mısınız, malak mısınız? HDP, apaçık bir PKK aparatıdır!

Şu cümleyi bile kurmak bize zûl iken, HDP’ye doğru ikide bir “Terör ile arana mesafe koy!” diye öttürdü­ğünüz potpurinin, sizi, sizinle beraber de koca bir milleti, hem PKK, hem de Türkiye dışı dünya nezdinde nasıl da komik bir durumuna düşürdüğünü görmüyor musunuz? HDP’nin vekil tercihlerinin, PKK tarafından değil de, mesela At Arabacılar Yardımlaşma Derneği tarafından mı belirlenmesini bekliyorsunuz?

Bu mallığın, malaklığın, eşekliğin, millet dimağı nezdindeki tesiri öyle güçlüdür ki hem, bunları söyledik­ten sonra karşınıza geçip “Ne yapsın! Dünya gerçekleri! Bazı şeyleri apaçık ortaya koymalı, kamuoyu oluşturma­lı!” diyen nice kimseyle de karşıla­şırsınız. Yahu anlamıyor musunuz, gerçek bir devlet idaresi, gerçek kamu­oyunu kendi milleti nezdinde kuran ve sonra oradan, gerçeğin potansiyelden aktüaliteye, kuvveden fiile geçmesi için adım atan bir idaredir… Türk’ün de, Kürt’ün de, en çok ihtiyaç duydu­ğu şey budur. Terör ile DOĞU-Güney­doğu bölgesinin kaderini PKK’ya terk ettikten sonra, Demokrasi ile de aynı bölgenin kaderini bu defa HDP’ye terk eden bir devlet idare anlayışı, kırk yılı aşkın hikâyesiyle gerçekte PKK-HDP’nin hasmı değil, hımsıdır ve kırk yıllık baş ağrımızın gerçek mümessili de işte bu hısımlıktır!