Bu sayfayı yazdır

50-51. Sayımız Çıktı!

02 Şubat 2023

TAKDİM

2022 miladî yılı bitti, 2023 miladî yılı başladı. Bir şey, içindeyken pek anlaşılmaz. Ondan uzaklaşmak, toplu manzarasına öylece bakmak lazım… Bu şey, Türkiye’dir ve toplu manzarası da, havî olduğu hadiseler…

2022, zam sağanağı altında başladı… Dengesi bozulan ekonomi, maaşlara yapılan zamlar, zamlar gelince ürünlere yapılan karşı zamlar… Türkiye zaten, idare edilen ile idare eden arası köklü bir dengesizliğe müptela… Devlet, esasıyla faizci… Onu idare mevkiine faize inancı gereği karşı olduğunu söyleyen bir adam gelir, O’nun hükümeti de kalkar, tarihin en faizci hükümeti olur! Deli bir katıra binen, onu bir de uçuruma dörtnal süren adam, bu haldeyken yeşil ovaya türküler yaksa ne olur, yakmasa ne olur! Burası Türkiye ve bu ucubelikler, gayet normal…

Popçusu şarkı sözü yazar, İslam’a hakaret eder. Çocuk birkaç senedir ateist olmuştur, birkaç senedir cemaat evinde ve bu haliyle namaz kılmaktadır, intihar notu ortaya çıkana kadar kimsenin haberi olmaz. Bahis rantı, dolduğu lağımda patlayana kadar kimsenin umuru olmaz, Kıbrıslı Falyalı öldürülünce, mesele ele alınır. Ele alınan, lağımdan patlayan pisliklerdir yani… O da, lağımlı kapatmak üzere bir hıncın değil, lağıma geri tıkmak üzere bir tedbirin ele alışı olur… Ana muhalefetin Avanak Avni lideri, elektrik faturasını ödemeyeceğini söyler, mumlar eşliğinde poz verir. Elektriği, fiilî olanının dışında fikren de kesilen Türkiye’dir, kimsenin umuru olmaz. Altılı Masa denilen muhalefet koalisyonunu ilk toplantısını yapar. Toplantı serileri, Altılı Ganyan muhabbetlerini andırır vaziyetiyle böylece başlar. Bahar gelir, on dört yıl aradan sonra İsrail Cumhurbaşkanı, Türkiye’ye gelir. Soğuklar gider, Cemal Kaşıkçı’nın mahkeme dosyası, içinde yutup yaladığımız dünya dolusu büyük lafla beraber, Suudi Arabistan’a gider. Bu arada Avanak Avni’nin elektriği, Osman Kavala’ya müebbet hapis cezası kesilir. Marmaris yanar, ÖSYM sınavındaki bazı sorular bir yayınevinin kitabında da olunca, sınav ertelenir. Aile ve ahlâk müdafaasını devlet eliyle ve elzem kanunlarla yerine getirmeyen, getirmediği gibi devlet eliyle aileyi dağıtıcı, ahlâkı bozucu bazı kanunlara da imza atan hükümet, birkaç popçu konseri iptal edince aileyi ve ahlâkı koruduğunu zanneder. Popçu Gülşen, İmam Hatiplilere laf edince tutuklanır, Allah Resulü’ne hakaret eden öğretim görevlisi hakkında bin bir türlü tazyik sonucu ancak soruşturma açılır. Milli futbol takımını dünya futbol arenasında elini kolunu kırıp bir kenara koymak çapında madara ederler, elden ayaktan yoksun ampute milli futbol takımı dünya şampiyonu olur. İstiklâl Caddesi’nde patlama olur ve daha bombanın dumanı caddeyi terk etmeden devlet her şeyi kamera kayıtları ve baskınlarla aydınlatır. Tuhaftır, asla öleceği düşünülmeyen herbokolog Hıncal Uluç ölür. İsmailağa hinterlandında yaşanan bir küçük yaş evliliği vesilesiyle İslam düşmanları, her yanı hâlâ aydınlık olmayan bu mesele üzerinden afakı karanlığa boğmak isterler. Boş Ekrem’i boğmak isteyen hükümet, hâkim ayarlamaları-kanun uyarlamaları gibi bildik yollardan Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasağın yolunu açar, böylece kendiliğinden havası sönecek bilmem kaçıncı balona, onu dişleyip patlatmak isterken gene hava basar. Sene bitime doğru ilerler ve tam bitecekken, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın göbeğinde, hem de iki özel hareket polisinin İstanbul’dan Ankara’ya getirdikleri torbacı-tetikçilere öldürtülür, günler geçer, ne Ak Parti’den, ne MHP’den, taziye cinsinden, izahat sulbünden tek bir açıklama gelmez… MHP lideri ilk açıklamayı günler sonra “Tek bir evladımı vermem!” diye öfke kusarak yapar, bu işe tahsis ettiği konuşmasını “Adayımız Erdoğan!” diye bitirir. Ve hemen sonrasında hükümet cenahından ilk açıklamalar gelir, Adalet ve İçişleri Bakanı, senelik izinden yeni dönmüş gibi ilk konuşmalarını yaparlar. Beylik açıklamaları takiben, soruşturmanın kavşak mevkiinde bulunan, ilk defa polis tarafından bir MHP milletvekiliyle aynı evdeyken gözaltına alınıp serbest bıraktırılan ve kanaatimizce, tetiği çekenler ve tetiği çektirenler arasındaki geçişliliği sağlayan kilit isim, mevcut savcı tarafından istendiği halde yeniden gözaltına alınamaz, sorgulanamaz, gözaltına alınıp sorgulanması ancak, dosyaya yeni atanan ve MHP’ye yakın olduğu iddia edilen-fotoğraflanan başka bir savcı tarafından yapılır, yani ifadesi alınıp yeniden serbest bırakılır…

Ve milli vicdan, “Adalet olmadan Kalkınma olsa ne, olmasa ne!” diye sızlar!

Ve dahi böyle böyle, 2022 miladî yılı biter…

Burası Türkiye’dir…

İslam, altı asır olduğu gibi ona tam hâkim olmadan, ona ne nizam gelecek, ne de huzur uğrayacaktır!

 

Mesaj ile sipariş vermek için tıklayınız>>