Ak Parti’nin Yeniden Refah Partisi’ne seçim ittifakı teklifi, birkaç günlük bir bekleyişten sonra reddedildi, bütün hikâyesiyle bu durum da Türkiye’de fikir haysiyetinin var mıdır, yok mudur diye hakkında tevatür yapılan vücuduna adeta bir ultrason tuttu, ancak fikir haysiyetlileri tarafından görülüp dillendirilebilir vaziyetiyle de bu ultrason ortaya şu görüntüleri çıkardı:
● Kendi enstrümanları ve devletin tüm gücüyle ittifaka giden yolu döşeyen ve bu süreçte Fatih Erbakan’ı övdükçe öven iktidar cenahı, Fatih Erbakan canlı yayında teklifi reddettiğini açıkladığı ilk anda evvela TRT canlı yayını kesmiş ve o andan itibaren ortaya kanlı bir Frankeştayn çıkarmak üzere işe koyulmuştur. Buna göre Fatih Erbakan, akılsızdır, kendisini siyaseten bitirmiştir, kapalı kapılar ardında küfürle işler çevirmiştir, kaseti vardır, hasedi vardır, fesadı vardır ama bir tek Erdoğan’ı desteklemek nasibi yoktur! Bu minvalde Fatih Erbakan’a “Aslen Yahudi!” denmesinin önündeki tek engel de, babasının Necmettin Erbakan olmasıdır!
● Fatih Erbakan’ın iktidar cenahı ile ittifak yapacağına dair bir konsensüs belirmiş iken muhalefet cenahının Fatih Erbakan’a ekşiltilmiş suratı, edilen teklifi reddetmesinin ardından tebessüme gark olmuş, böylece iktidar cenahından sonra muhalefet cenahı da ikili bir mühür halinde Türkiye’de her bir haltın olduğunu, bir tek fikir namus ve haysiyetinin olmadığını bizzat tescil etmiştir!
● Şeriat’in zahire bakan hükmünce Yeniden Refah Partisi, Ak Parti’ye ittifak teklifi için 30 maddelik bir şart sunmuştur. Bu şartlar okuduğumuz kadarıyla her Müslümanın kabulünden yana olacağı, olması gerektiği şeylerdir ama içlerinden sadece 6284 sayılı kanunun lağvını içeren madde bile ilk anda Ak Partili feministlerin tırnak çıkarmalarına, agresif bir Amazon kedisi gibi “Kırmızı çizgimizdir!” diye miyavlamalarına sebep olmuş, bu kedilere öteden beri olduğu üzere Ak Parti’den “Pissst!” diye bir ses gelmeyince de, bizce malum olduğu üzere Ak Parti’nin de, Amazon cinsi bu feminal kedilerin ana yurdu olduğu teyide kavuşmuştur!
● Hiç öyle “Ümmetin birliği” gibi martavallar dizerek Fatih Erbakan’a saldırmanın bir âlemi yoktur! Zira Ak Parti, başta 6284 sayılı kanunu Kur’an’danmış gibi savunması olmak üzere, LGBT derneklerini kapatmaması, 5816 sayılı kanunu lağvetmemesi, zinayı suç olmaktan çıkarması diye diye sayısız başlıkta ümmetin birliği gibi bir gaile gütmemiş, birbirine iliştirsek buradan Fizan’a erişecek ve yalnız İslamî hassasiyetlerimizle kaleme alınmış sitem ve taleplerimizin yüzde ikisine bile kulak asmamış, kulak astığı yüzde ikide de yaptığının yanlış olduğuna inandığından değil, kendi kulağının çekileceğini anladığından kulak asmıştır. Neticede Fatih Erbakan, partisinin ana politika eksenini Ak Parti’nin yanlışları üzerine kurmuştur, dahası bizzat Ak Parti’nin yanlışları, Yeniden Refah Partisi’ni Ak Parti’nin ittifak teklifi yapacağı miktarda palazlandırmıştır. Böyleyken Yeniden Refah Partisi’nin, 30 maddelik şartı ortaya çıkar çıkmaz, üzerine bir fareymiş gibi Ak Parti’nin Amazon asıllı feminal kedilerince ve hınçla atlanması karşısında ittifak teklifini reddetmesi, partinin kendi iç dünyası açısından tutarlıdır…
● İttifak reddinden günler sonra bizzat Fatih Erbakan’ın açıkladığı üzere Ak Parti, Yeniden Refah Partisi’nin ittifak şartı 30 maddesini üzerinde oynayıp eksilterek evvela kuşa çevirmiş, sonra bu halini bile kabul edemeyeceğini bizzat telefonla arayarak bildirmiştir. Mahsur kaldığı bodrumda günler geçiren, hayatta kalmak için önünden geçmekte olan böcekleri yemek zorunda olduğunu anlayan, bu emelle böcekleri yakalayan, avucunda öldüren, kırçıllı bacaklarını koparan, ağzına da yutmak için yaklaştıran ama tam bu safhada onları yemekten vazgeçen bir adamın hali, Yeniden Refah Partisi’nin 30 maddelik şartını günler boyunca değerlendiren, kırpıp biçen, eğip büken, kuşa döndüren ama en sonunda da siyasetine derç etmek yerine adeta bir taşa saran, o taşı da Yeniden Refah Partisi’nin camından içeri atan Ak Parti’nin halinden pek de bir fark belirtmez!
Şimdi suâl şudur: Bodrum mahsuru şu bizim adam, iğrenç de olsa böcekleri yiyip yaşamak yerine yemeyip ölmeyi tercih etti de, Yeniden Refah’ın 30 maddelik şartını kabul etmeyen Ak Parti’nin başına benzer bir son gelir mi?
Zira Ak Parti’nin iğrendiği o 30 şart, biz dahil, bütün bir millet için iğrenç değil övünçtür!
● Siyaset çarkıfeleği bu melalde değişik ve şaşırtıcı istikametlerde dönmezse eğer, Ak Parti, Yeniden Refah Partisi’nden alamadığı ilave oyu, pek kıymetlisi Özlem Zengin ve feminal kadın birliğinin ekstra çalışmalarından devşirmenin yoluna bakar…
● Fatih Erbakan bu andan sonra, bugüne dek kısık sesle dillendirdiği Ak Parti yanlışlarını dev hoparlör marifetiyle duyurma sürecini başlatır, Cumhurbaşkanı seçilemeyecek olmasının bir vakıa olarak şimdiden belli olduğu bir hengâmede hiç olmazsa partisine tüm Müslüman oylarını toparlamak esaslı bir siyaset dili kullanırsa, Ak Parti yıpranır, Yeniden Refah Partisi de Ak Parti’nin yıprandığı miktarda semizlenir… Neticede Yeniden Refah Partisi için ufukta kara, Ak Parti’nin yanlışlarını iyice belirli kılmaktan başka, bu yanlışları nasıl doğrulara evireceğini de izah çapında görülecektir. Aksi takdirde Yeniden Refah Partisi bu siyaset denizinde karaya eremeden kaybolacak, karaya oturması ve siyaset sahasından -bu seçimleri kazansa bile!- bir süre sonra çekilmesi muhakkak olan Ak Parti’ye alternatif olamadan, nominatif bir seyrüsefer ile siyaset denizinin ufkunda kaybolup gidecektir…
● Milletin, o ufku bu yana doğru delip gelecek ve milleti bütün bir tayfa halinde güvertesine doldurup saadet limanına doğru yol alacak bir gemiye ihtiyacının olduğu kesindir! Bu geminin, henüz flamalarıyla kendini göstermiş olup olmadığı ise kesin değildir… Bakalım, gelecek günler, geçip giden günlerin ardından, içinde bulunduğumuz günlere bahtımızın açılacak olması cihetinden neler getirecek… Yaşarsak, hep beraber göreceğiz…