Bu sayfayı yazdır

28 Şubat Ayısı Kış Uykusundan mı Uyandı?

Yazan: 09 Mayıs 2021 1443

Köklü Değişim Dergisi, 5 Mart 2017’de “Hilafet” konulu bir konferans tertip edecek… Mülki idarece “Edemezsin!” deniyor… Edilmiyor da… Ancak konferans için hazırlanmış afişi alıyorlar, yapılmamış konferansın haliyle konuşmamış konuşmacılarını oradan tespit ediyor ve dava açıyorlar…

 Ha işte; öldürülmemiş adamın, onu öldürmemiş katilini aramak ve yakalayınca da cinayetten dava açmak gibi bir tuhaflıkla husule getirilmiş o dava, 2021 Nisan’ında neticelendi ve olmamış konferansın konuşmamış konuşmacılarına, eğer konferans olsa ve dahi konuşmuş olsalar, kendilerine mutlaka ağırlaştırılmış müebbet verileceğini düşündürtecek cezalar verildi. Bir kişiye 12,5 ve üç kişiye 6,3’er yıl…

Ergen sivilcesi gibi suratta pırtmış bu karara değil, onu suratta pırtlatan içteki salgı rejimine bakın ve anlayın:

15 Temmuz FETÖ darbe kalkışması Müslümanlara karşı yapılmışken, Hükümetin basiretsizliği ve Kemalistlerin cingözlüğü sebebiyle aynı kalkışma, hangi cins olursa olsun bütün müminler tarafından yapılmış gibi tescil edilmiş, böylece kısa süre evvel kış uykusuna yatırılmış 28 Şubat ayısı uyuduğu mağarada uyandırılmış ve dikkat edin; itikadî anlayış ve tutumuna göre değil, sırasına göre laik bir tedip ve terbiye hassasıyla bütün müminlerin üzerine salınmıştır…

Ne diyelim?

Şunu diyelim; şimdilik pençe ve tokada gelmemenizi, gelmeyeceğiniz anlamına yormayın, ölmemiş adamın onu öldürmemiş katiline ceza yağdıran bir yargı sitemi karşısında olduğunuzu fark edin, gerçek bir İslam yargısı tarafından verilse, hiçbir müminin itiraz etmeyeceği bu nevi cezaların, hâlâ Kemalist, hâlâ laik, hâlâ seküler ve hâlâ vesayetçi odaklar tarafından verildiğini görün ve sıranızı beklerken şu meşhur fıkradan ibret devşirmeye çalışın…

Hani Türk bir adamın bahçesinden geçerken, daldaki meyvelerden yiyen üç kişi… Biri Türk, biri Kürt ve öbürü Ermeni… Bahçe sahibi Türk, üçünü de iş üstünde bastırır ve Türk ile Kürt’ün gözleri önünde Ermeni’yi “Hadi ulan bunlar Müslüman! Sana ne oluyor da meyvelerimden yiyorsun!” diye ölesiye döver. Ermeni yerde pert, Bahçe sahibi Türk bu defa Kürt’e döner ve onu da “Hadi bu Türk! Sen ne diye bahçeme dalıyorsun!” diyerek haşat eder. Ama yetmez, bu defa da Türk’ü “Hadi bunlar Türk değil! Sana ne oluyor da meyvelerimden yiyorsun!” diye diye eşek sudan gelene kadar döver. Bahçe sahibi Türk, elleri ardında gururla bağlı, gider. Üç arkadaşsa, yerde sereperpe yatarken tek bir adamdan nasıl olup da böyle feci dayak yediklerinin muhasebesini yaparlar. Şöyle oldu, böyle oldu falan filan diye iş uzar… Oysa gerçek çok basittir ve o basiti ennihayet, acılı bir itiraf halinde Türk, Kürt’ün kulağına şöyle fısıldar:

“Biz en başta, bu Ermeni’yi dövdürmeyecektik…”