Bu sayfayı yazdır

Erkek İle Kadın İçin Kara Kedi Yasası: 6284

Yazan: 15 Ocak 2020 2375

Silah icat olunca, bilek gücü ve kılıç maharetini sıfırladığı için:

“Delikli demir çıktı, erlik bozuldu!”

Demişler… Şimdi silah değilse de, kimi yasa ve yönetmelikler icat olunmuştur ve bunlar, bilek gücü ve kılıç maharetini değil, insanî hakikati sıfırladıkları için erlikten başka kadınlığı da bozmuştur, bozmaktadır…

İşte; İstanbul Sözleşmesi ve işte bu sözleşmeyi uygulamak için Ak Parti hükümetlerinin yaptığı 6284 sayılı kanun…

Buyursunlar ve istatistiklere baksınlar… 6284 sayılı yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren evlilikler azalmış mı azalmamış mı, boşanmalar çoğalmış mı çoğalmamış mı, varlık sebebi kadına şiddeti önlemek iken, kadına şiddet daha da artmış mı artmamış mı?

Ama buyurmuyorlar, bakmıyorlar ve zararın değil, yasanın neresinden dönülürse kâr olacağı hikmetinden bigâne nefs yapıyorlar, toplumun bir gözünü oydukları gerçeğinden nedamet getirip, en azından öbür gözünü selamete havale etmiyorlar, aksine, öbür gözünü de çıkarırlarsa, en azından gözlerinin çıkarıldığını görmeyeceği tesellisiyle burunlarının değil, nefislerinin dikine dikine gidiyorlar!

Ak Parti’nin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa mevzuundaki durumu bizce budur!

Erkek ile kadın arasına tam bir kara kedi cürmüyle giren 6284, güya kadın lehine miyavlarken delil ve belge istemez, mesela mızıkcılık yapan bir kadının işaret ettiği kocasını dakkasında tırmalar! Hatta hırsızlık, gasp, yaralama, dolandırıcılık gibi onlarca suç çeşidi için mevcut yasalar uzlaşma ve arabuluculuk kapısını açık tutmuşken, 6284 sayılı yasanın kara kedisi, uzandığı dam üstünde yellenir ve bu yel senfonyasıyla bütün afaka şöyle cakalanır:

“Bana göre erkek ile kadın arasında uzlaşma ve arabuluculuğa da yer yoktur!”

Yani bir kadın, kocasıyla tartışsa ve öfkeyle kocasını 6284 sayılı kara kedi yasasına gösterse, kocası dakkasında kedi maması olmak üzere enselenir ve bu anda misalen kadın, kocasının kedi maması değil, kendi kocası kalmasını istese ve kocasıyla barışmak istese, buna mahal bulunmaz!

Zira İstanbul Sözleşmesi ve onun Türkiye’deki jandarma onbaşısı mevkiindeki 6284 sayılı yasa buna müsaade etmez ve erkek ile kadını muvazeneli bir ilişkiye davet iddiasıyla ortaya çıktığı halde, gerçekte erkek ile kadını ayırmaya odaklı bir kara kedi gibi çalışır.

Yani kadın tabiatında tabiaten bulunan dedikodu ve sızlanma hassasını, erkek ile ilişki vatanını tarayan bir mitralyöz çapına erdirir, bu eriş de, erkek tabiatında tabiaten bulunan hanzoluk ve gadretme hassasını, kadın ile ilişki vatanını bombardımana tabi tutan bir savaş uçağı seviyesine çıkarır!

Böylece bunun vatanına oradan mitralyöz, onun vatanına buradan bombardıman uçağı işler ve bir tatlı sözle, bir acı kahveyle ya da birkaç dal çiçekle halledilebilecek ailevî sorunları bizzat devlet, dönüşü olmayan konvansiyonel savaşlara çevirir!

6284 sayılı kara kedi yasası kapsamındaki tedbir kararlarının, asla delil ve belge istememesinin manası budur!

Hal böyleyken hesap edin, sırf 2019 yılında evinden uzaklaştırılan erkek sayısı 553. 463’tür!

Korkunç! Büyük bir şehrin nüfusunu tek başına teşkil edecek sayıda erkek, sadece bir yıl içinde evine girmemek üzere aile vatanından sürgün edilmiştir! Hem de dönüşü, ister şikâyet edilen erkeğin nedametiyle, ister şikâyet eden kadının nedametiyle olsun, asla mümkün olmayan bir sürgünle…

Bunun manası gayet açıktır:

Devlet, erkek ile kadın arasındaki bin yıllık ve çelik halatlardan sağlam bağı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 vesilesiyle üç günlük ve pamuk ipliğinden zayıf bir bağa çevirmiş ve bu yolla da erkek ile kadından müteşekkil aile kavramının da boynuna en afilisinden bir urgan geçirivermiştir.

Aile ki; onu evlilik yoluyla millet teşekküle getirir ama gene onu, sınırsız nafaka zulmüyle dışından ve 6284 sayılı zulüm yasalarıyla da içinden devlet ketenpereye getirir!

Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sanki de biz başka ülkede yaşıyor ve kendileri de başka bir ülkeyi yönetiyormuş gibi şikâyetlenir:

“Evlilikler azaldı… 30 yaş altında evlenilmiyor… Evlilik dışı yaşam özendiriliyor…”

Evet, doğrudur, Bangladeş Ulusal Meclisi’nin aile kurumuna matuf hatalı kararları evlilikleri azaltmış ve Malta Cumhuriyeti yayıncılık düzenleyici kurulu BAM’ın duyarsızlığı sebebiyle Türkiye’de evlilik dışı ilişkiler özendirilmek yoluyla arttırılmıştır!

Ve dış güçlerin bu şeytanî patronajında erkek muzdarip, kadın garip, millet çaresizdir!